Reklam
Tarih : 2025-05-08 10:03:02

Marbaş Menkul Değerler: TÜFE’nin ana eğiliminde belirgin bir bozulma riski gözlenmekte

Marbaş Menkul Değerler’in raporunda mayıs ayında Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının bulunmamakla birlikte, ay sonunda açıklanacak büyüme verisi öncesinde ara verilerin piyasa tarafından daha yakından izleneceğinin öngörüldüğü belirtildi. Raporda şunlar kaydedildi:

“Nisan ayı itibarıyla TÜFE’nin ana eğiliminde, önceki aylara kıyasla daha belirgin bir bozulma riski gözlenmekte. Ancak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) proaktif ve sıkı para politikası duruşunun, söz konusu risklerin etkisini sınırlı tutacağını düşünüyoruz.

“TCMB'nin bu kararlı tutumunun bir yansıması olarak, artan küresel risklere rağmen ülke risk primindeki (CDS) yükselişin sınırlı kaldığını görmekteyiz. Küresel ölçekte, piyasa fiyatlamaları üzerinde etkili olan ana unsur hâlâ ABD-Çin arasındaki tarife savaşı olmakla birlikte, Mayıs ayı itibarıyla bu konuya ilişkin haber akışının görece yavaşladığı ve piyasa tarafından büyük ölçüde sindirildiği görülüyor. Bu nedenle, olası bir uzlaşı haberinin küresel risk iştahını yeniden canlandırabilecek önemli bir katalizör olmasını beklemekteyiz.

“Jeopolitik riskler tarafında ise Rusya-Ukrayna gündemi yerini daha çok Ortadoğu'daki İsrail-İran ve Pakistan-Hindistan gerginliklerine bırakmış durumda. Ancak mevcut koşullarda bu gelişmelerin piyasa fiyatlamaları üzerinde belirgin bir etkisi bulunmamaktadır. Yine de bu risklerin tırmanması ve bölgeye yayılması durumunda, Türkiye'nin ilgili ülkelerle olan diplomatik ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda satış baskısının sınırlı kalabileceğini, ancak bu risklerin izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

“Borsa İstanbul cephesine baktığımızda, 2025 yılı ilk çeyrek bilançolarında temel sorunların küresel ekonomik aktivitedeki yavaşlama, özellikle Avrupa’daki zayıf görünüm, yurt içindeki yüksek faiz ortamı, artan faaliyet giderleri ve talepteki daralma olduğu görülmektedir. Şirketlerin kârlılık marjlarında gerilemeler öne çıkmakla birlikte, bizler için temel değerlendirme kriteri şirketlerin operasyonel verimliliklerini koruyup koruyamadıkları, hacimsel büyüme gösterip göstermedikleri ve reel büyümeyi sürdürebilme kapasiteleridir.

“Henüz tüm 1Ç25 bilançolar açıklanmamış olsa da, şu ana kadar gelen sonuçlar ve sektörel dinamikler doğrultusunda önümüzdeki dönemde görece güçlü performans sergilemesini beklediğimiz sektörler arasında havacılık, çimento, gıda perakende, hazır yemek, sigorta ve savunma sanayi öne çıkmaktadır.

“ABD gümrük tariflerine yönelik belirsizlikler ve Trump’ın sürekli değişen söylemleri küresel piyasalarda genel temkinli duruşun devamına neden olurken, özellikle Çin tarafında son günlerde artan diyalog çabaları dengeleneme sürecini de beraberinde getiriyor. Ancak henüz risk on modunda değiliz.

“İçeride ise TCMB faiz artırımı sonrası ortaya çıkan zayıf görünüm, gelen ek makro ihtiyati tedbirler, merkez bankasını faiz artırımına iten siyasi gerginlik ortamının henüz yatışmamış olması gibi nedenlerle sürüyor. Gelen bilançoların da zayıf görünümü teyit etmesi risk iştahının düşük kalmasına neden oluyor.

“Tüm bu gelişmeler çerçevesinde Şu an yaşanan ve temkinli duruşa neden olan mevcut tablonun zamana yayılacak bir hazmetme sürecine ihtiyaç duyduğunu düşünmeye devam ediyoruz. Bu bağlamda büyük resimde 9800-10000 bandı aşılana kadar kontrolsüz risk almak yerine dengeli bir varlık dağılımıyla ve soğukkanlı kalmak en rasyonel yaklaşım olmaya devam edecek. Bu bağlamda maksimum yüzde 40 hisse senedi, minimum yüzde 40 TL sabit getirili enstrümanlar ve yüzde 20 gram altın olacak şekilde bir portföy dağılımınıb bu aşamada makul bir risk-getiri dengesi oluşturduğunu düşünüyoruz.

“BIST-100 cephesine teknik olarak baktığımızda, kısa vadede 9000 etrafında tutunma çabalarının devamını beklerken 9400 seviyesi aşılmadan, genel temkinli duruşun korunması gerektiğini düşünüyoruz. Ana destek noktamız 8600 seviyelerinde bulunurken ay içinde bu seviyeye doğru yaşanabilecek geri çekilmelerde, sektör ve şirket bazında seçici olmak kaydıyla, orta vadeli kademeli alım fırsatlarını takip ediyor olacağız.

“Zorlu geçen bir Mart ayının ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Mart ayının olumsuz etkilerinin kısa vadede eritilmesi amacıyla aksiyon almayı sürdürdü. 17 Nisan 2025’te Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini 350, gecelik borç verme faizini 300, gecelik borçlanma faizini ise 350 baz puan yükselterek yüzde 46, yüzde 49, yüzde 44,5 seviyesine getirdi. LON tarafı yüzde 52’ye yükseldi.

“TCMB, 17 Nisan günü repo ihalelerine tekrardan başladığını duyurarak politika faizinin yüzde 46 olarak devam etmesini amaçladı. Ancak beklenenin aksine piyasa faizleri TLREF üzerinden yüzde 49’da kalmayı başardı. Bu da doğal olarak piyasada faiz uygulamalarının diri kalmasını sağladı.”

  Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2025 esangeles.com.tr Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.